PARÇALI BULUTLU
İMSAK'A KALAN SÜRE
Şanlıurfa’ya farklı bir gözden bakan ve kentin tarihi değerlerini resmeden Ressam Mehmet Nihat Kürkçüoğlu, Edessa TV’ye açıklamalarda bulundu. 60 yıldır bu meslekle uğraştığını belirten Kürkçüoğlu’nun 500’ye yakın Şanlıurfa tablosu bulunuyor. Şanlıurfa’da ilk hac evlerini yapan Ressam Kürkçüoğlu, “Evladım gibi bu tablolar, satılacak tablolar değil.” dedi.
Şanlıurfa’nın tarihi değerlerini tuvale döken Ressam Mehmet Nihat Kürkçüoğlu, 1946 yılında Şanlıurfa’da dünyaya geldi. Kentte 10 yıl boyunca öğretmenlik yapan Ressam Kürkçüoğlu, istifa ederek bayındırlık müdürlüğüne geçti. Ressam Kürkçüoğlu, burada bir süre çalıştıktan sonra dönemin valisi Şahabettin Harput tarafından keşfedilerek valiliğe alındı ve 15 yıl boyunca valiliğin ressamlığını yaptı.
Kendisini ‘Urfa aşığı’ olarak niteleyen Ressam Kürkçüoğlu’nun toplamda 2 bine yakın, Şanlıurfa ile ilgili ise 500’e yakın tablosu bulunuyor.
60 yıldır ressam olduğunu belirten Ressam Kürkçüoğlu, atölyesinin kapılarını Edessa TV’ye açarak açıklamalarda bulundu.
Hep resim ile uğraştığını kaydeden Ressam Kürkçüoğlu, şu ifadeleri kullandı:
“60 yıldır uğraşıyorum. Büyük bir sevgi, büyük bir sevda… Okulu bile aksatmama mâni oldu, sınıfları kalarak geçirdim. Çünkü hep resmi uğraşıyordum. Urfa’da ilk hac evlerini yapanlardan biriydim, Urfa’da tabelacılık yapanlardan biriydim. Tam 60 yıl oldu.”
‘Urfa aşığı olduğunu söyleyen Ressam Kürkçüoğlu, resim sevgisinin çocukluktan geldiğini ifade ederek şunları söyledi:
“Sevgi çocukluktan gelen bir sevgi, bir de Urfa aşığıyım. Urfa delisi derler ya; kardeşim Cihat bir gün bir bakanla toplantı yapıyor, vali de anlatıyor… Bakan diyor ki; ya bu adam deli ya. Vali diyor ki hayır efendim, zır deli… Biz de Urfa delisiyiz. Hep Urfa çalıştım, 500’e yakın Urfa tablosu yaptım. Urfa’nın Balıklıgöl’ü, kalesi, Harran’ı, sokakları, tarihi camileri, çeşmeleri, hepsini işledim.”
‘EVLADIM GİBİ BU TABLOLAR’
Tabloların epey masraflı olduğunu dile getiren Ressam Kürkçüoğlu, şunları aktardı:
“Evladım gibi bu tablolar, satılacak tablolar değil. Satılacak tablolar da yapıyorum, onları da satıyorum. Satmasam zaten bunların masraflarını karşılayamam. Epey masrafı var bunların; boya, bez, tuval falan… Devam edeceğim, sağlığım el verdiği sürece Urfa tabloları yapmaya devam edeceğim inşallah. Evlatların farkı olur mu? Kız çocuğudur, oğlan çocuğudur veyahut küçüktür, büyüktür olmaz. Bunlar da öyle.”
Mesleğe olan ilgiye de değinen Ressam Kürkçüoğlu, şunları belirtti:
“Bundan 30-40 sene evvel çalışırken gençler gelirlerdi atölyeme bakarlardı, çalışırlardı. Şimdi onlar da ressam oldular. Biz de Ressamlar Derneği’ni kurduk, oraya üyeler. Bazıları çalışıyor, âşık olacak derecede çalışıyor; bazıları öyle işte gidiyor ama âşık olmaz lazım, sanata âşık olmak lazım. Yaptığın konulara, Urfa’ya âşık olman lazım ki bir şeyler yapasın.”
‘BÜYÜK BİR YERİN AÇILMASI LAZIM’
Atölyesinin küçük bir resim müzesi olduğunu kaydeden ve daha büyük bir yerin açılması gerektiğini vurgulayan Ressam Kürkçüoğlu, sözlerini şöyle noktaladı:
“Diyarbakır’dan kolordu komutanı geldi atölyeme, Malatya’dan ikinci ordu komutanı geldi atölyeme. Şimdi ben istiyorum ki vali bey de gelsin, belediye başkanı da gelsin bu atölyemi bir görsünler. Sanki küçük bir resim bir müzesi ama büyük bir yerin açılması lazım. Bu tabloların orada sergilenmesi lazım.”
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.